“Herkes birbirine yakın gibi ama kimseye dokunulmuyor. Oysa, yakınlık ancak dokunmayla mümkün.” Kıymetli dost Cihan Ülsen ‘ den üzerinde düşünülerek okunması gereken güzel bir yazı 👇

Adalet, kimsenin kutsal kitabının dipnotu olamaz. İnsanlar, sizin kehanetlerinizin figüranı değil..

Calvino’nun Görünmez Kentler’e dair seride yeni durak: Baucis “İnsanlar yere inmez, toprağa dokunmaz. Ve belki de bu yüzden, hafızalarını da kaybetmişlerdir. Çünkü dokunmak yalnızca bedensel değil, tarihsel bir eylemdir.”

İngilizce var, İtalyanca var, Rusça var… Ama 15 milyona yakın insanın anadili olan Kürtçe yok. Diyanet’in çokdilli anlayışı, bazı dilleri görmezden gelince “tek dilli” oluyor. “Kardeşlik” hutbeleri 8 dilde anlatılıyor, kardeşin dilinde değil. #KürtçeHutbeYayınla Diyanet

Milorad Paviç, Hazar Sözlüğü Dino Buzzati, Tanrıyla Konuşan Köpek Orhan Pamuk, Kara Kitap Bonus; Thomas Bernhard, Odun Kesmek

“İnsanlar temas etmekten kaçtıkça yalnızlaşırlar. Kendi arzularına dokunmaya bile cesaret edemezler. Temas, artık bir tehdit gibi algılanır.”

“Temasın yokluğu sadece kişisel değil, toplumsal bir eksikliktir. Dokunamadığımız insanlara yabancılaşırız. Acılarını hissedemeyiz. Uzak bir felaket haberi gibi kalırlar. Oysa bir eli tutmak, bazen bir dünya görüşünü değiştirebilir.”

İspanya’da, Yunanistan’da, Portekiz’de orman yangınları mevsimsel olabilir ama Türkiye’deki bütün yangınlar politiktir

İtiraf, adaletin ışığını yakmaz; çoğu kez zulmün karanlığını derinleştirir. Yeni yazımda, Türkiye’de itirafçılığın nasıl bir hakikat yerine manipülasyon aracına dönüştüğünü tartıştım. serbestiyet’de: Bireysel gerçekten, toplumsal manipülasyona serbestiyet.com/yazarlar/itira…

İtiraf nasıl delilin yerine geçti?: Bireysel gerçekten, toplumsal manipülasyona serbestiyet.com/yazarlar/itira… serbestiyet aracılığıyla

Cihan Ülsen yazdı: İtiraf nasıl delilin yerine geçti? serbestiyet.com/yazarlar/itira… 📰“İtirafçılık”ın delil yerine geçmesi, adalet sisteminin meşruiyetini sarsıyor. Devletin delil toplama yükümlülüğünü yerine getirmektense itirafçı beyanlarına yaslanması “hakikati aramak” ile “kurban

"Devletin kendi delil toplama yükümlülüğünü yerine getirmek yerine itirafçı beyanlarına yaslanması, hem bireyler arası güvensizliği artırıyor hem de 'hakikati aramak' ile 'kurban aramak' arasındaki farkı bulanıklaştırıyor." serbestiyet.com/yazarlar/itira…

Yunus Emre'den: Nice tahta çıkanlar yere düştü, Nice "ben" diyene sinek üşüştü!