🔥The 9th Round of Easy Loan, Earn $40 Reward is in progress❗️ ⏰ Promotion Period: January 15th - Feburary 15th, 2025 👉 Register now and check more details at gate.io/campaigns/358

Türkiye’deki seküler kültürel elitin “başörtüsünü” bir ideolojik fantezi enstrümanı olarak kullanmasından gına geldi artık. Hep aynı dramatik kurgu; içsel çatışma, sosyal baskı, sonra büyük bir aydınlanma anı ve başörtüsünden “kurtuluş” ile çözülen kimlik bunalımları. Hadi ya

Bu arada, yarın toplu taşıma kullanacak olanlara hatırlatalım. Halk Otobüsleri, İBB'den yaklaşık 3 yıldır zamanında ödeme alamadıkları ve belediyenin kendilerine yaklaşık 6 milyar TL borçlu olduğu gerekçesiyle yarın çalışmayacak...

Şu sorular çok yakıcı... Şeker ve şekerli besinler endüstrisini durdurmayı göze alan babayiğit bir devlet çıktı mı ortaya? Çıksa ne iyi olur! GDO'lu mısırın ve fruktoz şurubunun üretimine "Yetti artık" diyecek global bir politika ufukta görünüyor mu? Ne gezer!

Gün aydın olsun

Şimdi alarm durumuna geçilmeyecekse, ne zaman geçilecek?

Bizim medyamızda kırk yılda bir rastlayacağınız türde, zihin açıcı, düşündürücü, öğretici bir makale ve söyleşi... Meraklısı kaçırmasın...

İkide bir "insanın kendisiyle barışık olması"ndan söz edenler, biraz da insanın akıp geçen zamanla barışıp barışamayacağını sorgulasalar ya!.. Asıl mesele orada sanırım! Çünkü akıp geçen zamanla barıştığımızda kendimizle de barışıyoruz... Dünyayla barış mı? Hayır! Kavgayı hak

Yaz güzeldir.. İnsanlara, A.İlhan'ın şu dizelerini hatırlatan yazlar da vardır elbette.. "sadece ben farklıyım / biraz dalgın ve uzak / bir hayli karamsar biliyorsun / içimde kirli bir balon gibi büyüyen boşluğun / tek bir sebebi var / senin yokluğun."