Türkiye yas tutmayı bekleyenlerin ülkesidir.

Türkiyeli psikoloğum ✌🏽

Türkiyeli olmak, bu yurdun taşını toprağını ve tüm çeşitliliğini sevebilmek demek. Bu topraklara aitim diyebilmek. Türkiyeli psikolog tanımı ise bir etik sorumluluktur. Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Ermeni fark etmez, “seni şimdi burada duymayı kabul ediyorum” diyebilmektir.

Mesleki camiada ırkçı, homofobik, cinsiyetçi, ayrımcı vs. olmamak bir ideoloji temsiline dönüştü. Temel etik ilkelere bile sahip çıktığınızda toplum tarafından bir “taraf” olarak algılanıyorsunuz zaten.

“Bu kitapta onarıcı ve yıkıcı liderleri anlattım. Aklımızda tutmamız gereken şey, kurtarma düşleminden etkilenen bazı liderlerin onarıcı bazılarının da yıkıcı liderler olduklarıdır. Onarıcı lider, kendi etnik, ulusal, dinî ya da ideolojik büyük grubunun özsaygısını, başka bir

#AslıAydemireÖzgürlük

İnsan, sınırlarını ancak ne kadar esneyebildiğini keşfederek anlayabilir.

Düşlerinde özgür dünya. #AliİsmailKorkmazÖlümsüzdür

Tarihin tanığı olurken, artık burada olmayanların da şahidine dönüşürüz. Keza aslında hepsi oradadırlar. Şimdi ve burada, geçmişteki acının, isyanın, mücadelenin, düşenlerin hepsinin sesini duyarız.

Neyi kaybettiğini bilmenin hüznü, kaybın ne olduğunu bilmemek ve hissedememek kadar yaralayıcı değildir.

İnsan bir şekilde yola devam etmenin çaresini buluyor. İnsan, tahmin ettiğinden çok daha fazlasına alışabiliyor. Tahmin ettiğinden çok daha fazlasına dayanabiliyor. Hayatta kalmak en temel güdümüz çünkü.

İlk olarak bu durum psikiyatriye has bir durum değil esasen. Psikologların da ezici çoğunluğu toplumsal ve tarihsel bağlamından kopuk bir şekilde ele alır bireyi. Çünkü sistem bütünsel olarak her meslek grubunu böyle kurgular. İkincisi ise çoğu bilimsel uygulama alanı doğrudan